Yuhanna 11:35 (İsa Ağladı!)

Sevgili kardeşlerim, bugün Kutsal Yazılar'ın en kısa ama belki de en çarpıcı ayetlerinden birine odaklanmak istiyorum:
Yuhanna 11:35, "İsa ağladı!" 

Sadece iki kelime, ama içinde derin bir anlam, ilahi bir sır ve insanlığımızla ilgili güçlü bir gerçek barındırıyor. Bu ayet, İsa'nın Lazarus'un mezarı başında döktüğü gözyaşlarını anlatır. Ancak bu gözyaşları, sadece bir yasın ifadesi olmaktan çok daha fazlasıdır.
Reform teolojisinin ışığında, bu ayetin bize Mesih'in kişiliği, günahın dehşeti, lütfun gücü ve diriliş umudu hakkında neler öğrettiğini inceleyeceğiz.

Bağlam: Yasa ve Acının Ortasında
Lazarus, İsa'nın çok sevdiği bir dostuydu. Kız kardeşleri Marta ve Meryem de İsa'ya derinden bağlıydılar. Ancak Lazarus hastalanır ve İsa'ya haber gönderilir. Şaşırtıcı bir şekilde, İsa hemen gitmez, bilerek bulunduğu yerde iki gün daha kalır. Bu gecikme, insani bakış açısıyla anlaşılmaz gelebilir, ancak ilahi bir amaç taşır: Tanrı'nın yüceliği ve İsa'nın gücünün açığa çıkması! 

İsa, öğrencilerine Lazarus'un uyuduğunu, ama onu uyandırmak için gideceğini söyler. Öğrenciler başlangıçta bunun sadece fiziksel uyku olduğunu düşünürler, ta ki İsa açıkça "Lazarus öldü!" diyene kadar.

İsa nihayet Beytanya'ya vardığında, Lazarus dört gündür mezardadır. Marta, İsa'yı karşılar ve ona sitemkâr bir şekilde, "Ya Rab, burada olsaydın, kardeşim ölmezdi" der. 
İsa ona meşhur sözleriyle yanıt verir: "Diriliş ve yaşam Ben'im. Bana iman eden kişi ölse de yaşayacaktır. Yaşayan ve bana iman eden asla ölmeyecek. Buna iman ediyor musun?"
Marta, "Evet, ya Rab" der, “Senin, dünyaya gelecek olan Tanrı’nın Oğlu Mesih olduğuna iman ettim."

Marta'dan sonra Meryem gelir ve o da aynı acıyla İsa'nın ayaklarına kapanır, "Ya Rab, burada olsaydın, kardeşim ölmezdi." der.
Hem Meryem ve hem de onunla birlikte gelen kişiler ağlamaktadır. İşte tam bu anda, bu derin üzüntünün, umutsuzluğun ve insani acının doruk noktasında, Kutsal Yazı'nın en çarpıcı ifadesi belirir: "İsa ağladı!"

İsa'nın Gözyaşlarının Anlamı: Tamamen Tanrı, Tamamen İnsan
İsa'nın bu kısa cümlesi, Reform teolojisinin Mesih'in kişiliği hakkındaki temel öğretileriyle birebir örtüşür. İsa, tek bir kişide hem tamamen Tanrı hem de tamamen insandır.

1. İsa'nın İnsanlığı: Bu ayet, İsa'nın gerçek ve tam insanlığının çarpıcı bir kanıtıdır. O, sadece bir ruh ya da bir hayalet değildi; O, bizimle aynı duyguları, aynı acıları deneyimleyen bir insandı. Sevdiklerinin acısını görüyor, ölümün getirdiği yıkıma tanık oluyor ve derin bir şefkat hissediyordu.

O'nun gözyaşları, insan olmanın getirdiği kederi ve yası derinden deneyimlediğini gösterir. Reform teolojisi, Mesih'in günah işlemeyen tam insanlığını vurgular, çünkü ancak tam bir insan, düşmüş insanlığı temsil edebilir ve onların yerine kefaret ödeyebilir. İsa'nın ağlaması, bizimle özdeşleştiğini, acılarımıza ortak olduğunu ve bizi anladığını gösterir. 
O, "duygularımızın zayıflığına karşı duyarsız" değildir (İbraniler 4:15).

2. Günahın Dehşeti ve Ölümün Laneti: İsa neden ağladı? Sadece Lazarus'u kaybettiği için mi? Hayır. İsa, Lazarus'u dirilteceğini biliyordu. O'nun gözyaşları, daha derin bir şeyin ifadesiydi: Günahın yıkıcı gücünün ve ölümün korkunç lanetinin getirdiği acı. Adem ve Havva'nın düşüşünden bu yana, günah dünyaya ölümü getirmiştir (Romalılar 5:12). 

Ölüm, Tanrı'dan ayrılığın nihai sonucudur ve O'nun yaratılış düzenine aykırıdır. İsa, insanlığın günahın köleliğinde çektiği bu acıyı, ölümün her aileye getirdiği parçalanmayı ve Tanrı'dan kopukluğun dehşetini derinden hissediyordu. O'nun gözyaşları, sadece kişisel bir yas değil, aynı zamanda günahın evrensel etkisine ve Tanrı'nın kutsal iradesine karşı gelmenin getirdiği yıkıma karşı ilahi bir kederdi. Reform teolojisi, günahın ciddiyetini ve Tanrı'nın kutsallığını vurgular. İsa'nın gözyaşları, bu kutsallığın günaha karşı duyduğu nefreti ve acıyı ifade eder.

3. Mesih'in Sevgisi ve Şefkati: İsa'nın ağlaması, O'nun insanlığa olan eşsiz sevgisinin ve şefkatinin bir tezahürüdür. O, sadece bir Tanrı olarak gücüyle değil, aynı zamanda bir kurtarıcı olarak merhametiyle de hareket eder. Keder içindeki Meryem'i, Marta'yı ve ağlayan kalabalığı gördüğünde, O'nun kalbi acıyla doldu. Bu, yüce, dokunulmaz bir Tanrı'nın değil, insanların acılarına ortak olan, onlara şefkatle yaklaşan bir Kurtarıcı'nın portresidir. Bu sevgi, bizi günahlarımızdan kurtarmak ve bizi Kendisine geri getirmek için çarmıhta çektiği acıların da temelini oluşturur.

Reform Teolojisi ve Umudun Gözyaşları
Reform teolojisi, bu gözyaşlarında derin bir anlam görür. İsa'nın ağlaması, sadece bir acı ifadesi değil, aynı zamanda gelecek olanın, yani dirilişin ve sonsuz yaşamın müjdecisidir.

1. Sola Gratia (Yalnız Lütuf) ve Solus Christus (Yalnız Mesih): İsa'nın gözyaşları, O'nun lütfunun derinliğini gösterir. Biz günahlarımız yüzünden ölümü hak etmişken, Mesih bizimle yas tutar ve bize lütfuyla diriliş sunar. Lazarus'un dirilişi, tamamen İsa'nın lütfu ve gücüyle gerçekleşti. Bizim çabalarımız, iyi işlerimiz ya da gözyaşlarımız bizi ölümden kurtaramaz. Kurtuluş, yalnız Mesih'in yaptıklarına iman etmekle, yani lütufla gelir. İsa'nın gözyaşları, bizim acılarımızı paylaştığını ve bizi kurtarma gücüne sahip olduğunu gösterir. Bu bizi kendi gücümüzle kurtulamayacağımız gerçeğiyle yüzleştirir ve kendimizi Mesih'in merhametli ellerine bırakmaya davet eder.

2. Sola Fide (Yalnız İman): İsa'nın Marta'ya sorduğu "Buna iman ediyor musun?" sorusu, imanın merkeziyetini vurgular. Lazarus'un mezarı başında, ölümün karşısında, tek umut imandır. İman, İsa'nın "diriliş ve yaşam" olduğuna güvenmektir. Bizim gözyaşlarımız ve acılarımız, O'nun gücüne olan inancımızı test edebilir. Ancak İsa'nın gözyaşları, O'nun hem insani anlayışını hem de ilahi gücünü bir araya getirerek, bize iman etmemiz için bir neden verir. O'nun ağlaması, O'nun gerçek bir Kurtarıcı olduğuna olan imanımızı pekiştirir. Çünkü O bizimle ağlar ve aynı zamanda bizi ölümden kurtarabilir.

3. Soli Deo Gloria (Yalnız Tanrı'ya Yücelik): Lazarus'un diriltilmesi olayı, Tanrı'ya yücelik vermek için gerçekleşti. İsa, "Bu hastalık ölüme değil, Tanrı'nın yüceliğine, Tanrı'nın Oğlu'nun bu yolla yüceltilmesine yöneliktir" demişti (Yuhanna 11:4). İsa'nın gözyaşları ve ardından gelen mucize, Tanrı'nın ölüm üzerindeki egemenliğini ve Mesih aracılığıyla gelen yüceliğini gözler önüne serer. Bizim acılarımızda bile Tanrı'nın bir amacı vardır ve bu amaç, O'nun yüceliği için olabilir. Bu durum, Reform teolojisinin tüm yaşamın ve her eylemin Tanrı'nın yüceliği için olması gerektiği öğretisiyle tam uyum içindedir. İsa'nın gözyaşları bile, nihayetinde Tanrı'nın adını yücelten bir eylemin parçasıydı.

Uygulama: Gözyaşlarımızın Ötesindeki Umut
Peki, "İsa ağladı!" ayeti, bugün bizler için ne anlama geliyor?

1. Acılarımızda Yalnız Değiliz: Hayatımızda acılar, kayıplar ve hayal kırıklıkları yaşadığımızda, İsa'nın gözyaşlarını hatırlamalıyız. O, bizimle birlikte yas tutan, acılarımızı anlayan bir Kurtarıcıdır. O, bizim hissettiklerimizi deneyimledi ve bu da O'na olan güvenimizi artırır. Kutsal Kitap'ın bize söylediği gibi, “Mesih'in sevgisinden bizi kim ayırabilir?" (Romalılar 8:35). 
O, acılarımızda bize eşlik eder.

2. Günahın Ciddiyeti ve Kurtuluşun Değeri: İsa'nın gözyaşları, günahın ve ölümün ne kadar korkunç olduğunu bize hatırlatır. Aynı zamanda, günahın getirdiği bu lanetten bizi kurtarmak için İsa'nın ne kadar büyük bir bedel ödediğini de gösterir. O'nun çarmıhtaki kurbanlığı, gözyaşlarından çok daha fazlasını, kanını dökmeyi gerektirmiştir. Bu, bize kurtuluşumuzun değerini ve lütfun büyüklüğünü takdir etmemiz gerektiğini öğretir.

3. Diriliş Umuduna Bağlanmak: İsa, Lazarus'u diriltmeden önce ağlamıştı. Bu, O'nun acılarımıza ortak olduğunu ve aynı zamanda ölüm üzerinde mutlak otoriteye sahip olduğunu gösterir. Bizim için gerçek umut, bu dünyadaki geçici mutluluklarda değil, İsa Mesih'in ölümden dirilişinde ve bize vadettiği sonsuz yaşamda yatar.
Bir gün O, her gözyaşını silecektir (Vahiy 21:4). İsa'nın gözyaşları, sonsuz umudumuzun bir önizlemesidir.

4. İmanımızı Güçlendirmek: Hayatın zorlukları karşısında imanımız saldırıya uğradığında, Yuhanna 11:35'i hatırlayalım. İsa'nın ağlaması, O'nun hem insani hem de ilahi bir Rab olduğunu kanıtlar. O, bizi anlayan ve bizi kurtarabilecek tek kişidir. İmanla O'na sarılalım, çünkü O, "dün, bugün ve sonsuza dek aynıdır" (İbraniler 13:8).

Sonuç
Sevgili kardeşlerim, "İsa ağladı!" Bu iki kelime, bize Mesih'in eşsiz doğasını, günahın dehşetini ve Tanrı'nın insanlığa olan sonsuz sevgisini gösterir. O'nun gözyaşları, sadece bir yasın ifadesi değil, aynı zamanda lütfun, umudun ve kurtuluşun müjdecisidir. Acılarımızda O'nun bizimle ağladığını bilelim ve bu gerçek, imanımızı güçlendirsin. Ölümün nihai düşman olduğunu, ancak Mesih'in ölüm üzerinde zafer kazandığını asla unutmayalım.

Bir gün, O'nun adıyla, bizim de sonsuzlukta, gözyaşlarımızın silindiği bir yerde O'nunla birlikte olacağız.
Bu umutla yaşayalım ve Mesih'in bize sunduğu bu büyük kurtuluş için Tanrı'ya yücelik verelim. Amin.

Soli Deo Gloria

(6 Temmuz 2025)


Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam2
Toplam Ziyaret24260