Filipililer 2:21 (Herkes kendi işini düşünüyor...)

Sevgili kardeşlerim, bugün sizlere Pavlus'un Filipililer'e yazdığı mektubun 2. bölümünden, hepimizi derinden düşündürmesi gereken kısa ama son derece çarpıcı bir ayet üzerine konuşmak istiyorum: 
"Herkes kendi işini düşünüyor, Mesih İsa'nınkini değil." (Filipililer 2:21)

Bu sözler, yaklaşık iki bin yıl önce yazılmış olsa da, günümüz dünyasının ve hatta kendi yaşamlarımızın bir aynası niteliğindedir. Modern çağın bireyciliği, kişisel başarıya odaklanma ve “benmerkezli" yaşam felsefesi, Pavlus'un bu teşhisini daha da anlamlı kılmaktadır.

Bugün, bu ayetin ışığında, Protestan ve Reform teolojisinin temel prensipleriyle nasıl bir ilişki içinde olduğunu ve bizleri Mesih İsa'nın hizmetine nasıl davet ettiğini birlikte anlamaya çalışacağız. Kutsal Yazılar'ın otoritesi altında, günahkarlığımızı, Mesih'in lütfunu ve imanla aklanmayı vurgulayan Reform öğretisi, bu ayetin ışığında bizlere önemli dersler sunmaktadır.

Ayetin Bağlamı ve Önemi
Pavlus, Filipililer'e yazdığı mektupta, Hristiyan yaşamının birliğini, alçakgönüllülüğünü ve Mesih İsa'nın fedakâr örneğini sıkça vurgular. 
2. bölümün başından itibaren, Mesih'in Tanrı'yla eşit konumda olmasına rağmen kendi yüceliğinden soyunup kul suretini alarak ölüme, hatta çarmıh ölümüne kadar boyun eğdiğini anlatır. Bu, Hristiyanlar için mutlak bir fedakârlık ve hizmet örneğidir.

Bu muazzam örnekten sonra Pavlus, Filipililer'e kendisi için önemli olan Timoteos ve Epafroditus'tan bahseder. Onları, kilise için hizmet eden, özverili ve Mesih'in işini kendi işlerinin önüne koyan örnekler olarak gösterir. İşte tam da bu noktada, Timoteos'u övdükten sonra, bu acı gözlemi dile getirir: "Herkes kendi işini düşünüyor, Mesih İsa'nınkini değil."
Bu sözler, sadece Filipililer'deki bazı kişilere yönelik bir eleştiri değil, aynı zamanda düşmüş insan doğasının temel bir özelliğidir.

İnsan doğası, günahın etkisiyle bencilliğe eğilimlidir. Kendi çıkarlarımızı, kendi konforumuzu, kendi arzularımızı önceliklendirme eğilimindeyiz. Bu eğilim, sadece iman etmemiş kişilerde değil, ne yazık ki imanlılar arasında bile görülebilir. Pavlus'un burada işaret ettiği şey, Hristiyanların, Mesih'in fedakâr örneğine rağmen, hâlâ benmerkezli bir yaşam sürme tehlikesiyle karşı karşıya olmalarıdır.

Reform Teolojisi ve Filipililer 2:21
Bu ayet, Reform Teolojisinin temel direkleriyle güçlü bir bağlantı içindedir. Hatırlayalım, Reform'un ana vurgularından biri, Sola Scriptura (Yalnızca Kutsal Yazılar), Sola Fide (Yalnızca İman), Sola Gratia (Yalnızca Lütuf), Solus Christus (Yalnızca Mesih) ve Soli Deo Gloria (Yalnızca Tanrı'ya Yücelik) prensipleridir. 
Filipililer 2:21, özellikle son üç prensiple derinlemesine örtüşmektedir.

1. Solus Christus (Yalnızca Mesih): Ayet, açıkça "Mesih İsa'nınkini" ifadesini kullanarak odak noktasının Mesih olduğunu belirtir. Reform teolojisi, kurtuluşun ve Tanrı ile barışmanın yalnızca Mesih aracılığıyla mümkün olduğunu vurgular. Bizim kendi çabalarımız, iyi işlerimiz veya erdemlerimiz bizi kurtaramaz. Bu ayet, bizim Mesih'e olan bağımlılığımızı ve O'nun işinin önceliğini hatırlatır. Eğer kendi işlerimizi düşünüyorsak, Mesih'in merkeziyetini göz ardı etmiş oluruz. Oysa kurtuluşumuz O'ndadır ve hizmetimiz de O'nun yüceliği içindir.

2. Sola Gratia (Yalnızca Lütuf): İnsan, kendi kendine Mesih'in işini düşünme yeteneğine sahip değildir. Günahın köleliğinde, kendi benliğine hapsolmuştur. Bu ayet, düşmüş insan doğasının acı bir gerçeğini ortaya koyar: "Herkes kendi işini düşünüyor..." Bu bencillikten kurtulmak ve Mesih'in işini düşünmeye başlamak, Tanrı'nın lütfuyla gerçekleşir. Yeniden doğuş, ruhun yenilenmesi ve kutsallaşma süreci, Tanrı'nın lütfunun eseridir. Biz kendi başımıza Mesih'i aramayız, O bizi lütfuyla çağırır ve değiştirir. Bu nedenle, Mesih'in işini düşünebilmemiz dahi, O'nun bizdeki lütfunun bir sonucudur.

3. Soli Deo Gloria (Yalnızca Tanrı'ya Yücelik): Mesih'in işini düşünmek, nihayetinde Tanrı'ya yücelik vermektir. Pavlus'un Filipililer 2:5-11'de Mesih'in yüceliğini vurgulaması, O'nun önünde her dizin eğileceği ve her dilin O'nu Rab ilân edeceği bir günün geleceğini belirtmesi boşuna değildir. Eğer bizler kendi işlerimizi düşünüyorsak, kendimize yücelik veriyoruz demektir. Oysa Reform teolojisi, tüm yaşamımızın, düşüncelerimizin ve eylemlerimizin tek amacının Tanrı'ya yücelik vermek olduğunu öğretir. Mesih'in işini düşünmek, O'nun Krallığı'nı genişletmek, O'nun adını yüceltmek ve böylece Yüce Tanrı'ya şan vermek demektir.

Pratik Uygulamalar: Kendi İşimizden Mesih'in İşine
Peki, Pavlus'un bu tespiti karşısında biz ne yapmalıyız? Kendi işlerimizi düşünmekten vazgeçip Mesih'in işini nasıl düşünebiliriz? Bu, hayatımızın her alanında gerçekleşmesi gereken bir dönüşümdür.

1. Öz-muhasebe ve Günahın Farkındalığı: İlk adım, kendi içimize bakmak ve bencilliğimizin farkına varmaktır. Pavlus'un bu ayetteki eleştirisi, bizi kendi günahlı doğamızı görmeye davet ediyor. Nerede kendi çıkarlarımızı, kendi rahatımızı, kendi arzularımızı Mesih'in ve O'nun Krallığı'nın önüne koyuyoruz? Bu farkındalık, tövbe için bir başlangıç noktasıdır.

2. Kutsal Yazılar'a Derinlemesine Dalmak: Kutsal Yazılar, Mesih'in karakterini, O'nun öğretilerini ve bizden ne beklediğini bize gösteren yegane rehberdir. Kutsal Yazılar'ı okuyarak, üzerinde düşünerek ve onu yaşamımıza uygulayarak, Mesih'in zihnini kazanmaya başlarız. Bu, kendi düşüncelerimizden kurtulup O'nun düşüncelerine bürünme sürecidir.

3. Dua ve Tanrı'ya Bağımlılık: Kendi gücümüzle bencilliğimizden kurtulamayız. Bu dönüşüm, Tanrı'nın Ruhu’nun işidir. Düzenli dua, Tanrı'ya bağımlılığımızı ifade ettiğimiz ve O'ndan kendi irademiz yerine O'nun iradesini yapma gücünü dilediğimiz bir yoldur. Duada, "Bana Mesih'in işini düşünmeyi öğret, beni kendi benliğimden kurtar" diye yalvarmalıyız.

4. Başkalarına Hizmet Etmek: Pavlus'un Filipililer'e hitaben yazdığı mektubun tamamı, Mesih'in başkalarına hizmet etme örneğini vurgular. Mesih, kendi yüceliğinden doyunarak kul suretini aldı. Biz de Mesih'in işini düşündüğümüzde, başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarımızın önüne koymaya başlarız. Bu, kilise içinde kardeşlerimize hizmet etmekten, toplumda muhtaçlara yardım etmeye kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Gerçek hizmet, kendimizi unutarak başkalarına bizde olanı vermektir.

5. Dünyanın Değerlerini Sorgulamak: Dünyamız, bireysel başarıyı, zenginliği ve statüyü yüceltir. Oysa Mesih, bu değerlere meydan okur. Mesih'in işini düşünmek, dünyanın bize dayattığı bu sahte tanrılardan yüz çevirmek ve Mesih'in Krallığı'nın değerlerini benimsemek demektir. Bu, fedakârlığı, alçakgönüllülüğü ve sevgiyi hayatımızın merkezine koymaktır.

Sonuç
Sevgili kardeşlerim, Filipililer 2:21'deki "Herkes kendi işini düşünüyor, Mesih İsa'nınkini değil" sözleri, bizlere hem bir uyarı hem de bir çağrıdır. Bu ayet, düşmüş insan doğasının günahkâr bencilliğini acı bir şekilde teşhis ederken, aynı zamanda bizleri Mesih İsa'nın fedakâr örneğine ve O'nun Krallığı'nın hizmetine davet etmektedir.

Reform teolojisi, bu dönüşümün yalnızca Tanrı'nın lütfuyla, iman aracılığıyla ve yalnızca Mesih'in yüceliği için mümkün olduğunu öğretir. Kendi işlerimizden Mesih'in işine yönelmek, bireysel bir çabadan ziyade, Tanrı'nın Ruhu’nun bizde yaptığı bir iştir.

Unutmayalım ki, Mesih'in işini düşünmek, O'nun karakterini yansıtmak, O'nun sevgisini yaymak ve O'nun Krallığı'nı genişletmektir. Bu, çarmıhı yüklenmek, kendimizden vazgeçmek ve Mesih'in izinden yürümek demektir. Bu yol, zorluklarla dolu olsa da, sonunda büyük bir bereket getirecektir.

Öyleyse, bugün bir kez daha kendimize soralım: Ben kimin işini düşünüyorum? Kendi işimi mi, yoksa Rab'bimiz ve Kurtarıcımız Mesih İsa'nın işini mi?
Dua edelim ki, Tanrı'nın lütfuyla, her birimiz hayatımızı Mesih'in yüceliği ve O'nun Krallığı'nın ilerlemesi için adamaya devam edelim. Amin.

Soli Deo Gloria

(13 Temmuz 2025)


Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam2
Toplam Ziyaret24260